12 Eylül 2009 Cumartesi

Ashley Wood; HellSpawn ile eskilerden bir demet!



Beni uzun zaman sonra "Kendine gel olm, bu geçen zamanda o kadar güzel çizgi romanlar okudun ki artık dök içini bi yerlere" tarzında düşüncelere iten şey eskiden tek tük denk geldikçe aldığım "HellSpawn" cildini bulmam ve içinden geçmem oldu. "Ashley Wood s n da House meeeen!" kafasına ister istemez girdim cildi elime alınca. Ne yalan söliim bikaç defa da yerimde küçük küçük zıpladım. Sonra da kendime gelip kimsenin görüp görmediğini kontrol ettim sinsi bakışlarla...

Ben ortaokuldayken kendisiyle "Curse of the Spawn" lara yaptığı kapak çizimleri ile tanıştık. Kendisinin en önemli özelliği çok kolaymış gibi görünen fakat bolca taklidi olmasına rağmen kimsenin yanına bile yaklasamadığı bir yetenek olması. Yani arkadaşlara söylüyorum, Olmuyoooo! boşuna kasmayın ole iki trim atıyım layerdır,masktır, efekttir bi eskitiyim görüntüyü falan olmuyooo işte!!! Adam tablo yapıyor arkadaş boru diil...

Sonra iyice olayın içine girdik tabii, Spawn Blood'n Salvation, Blood'n Shadows derken"vaay demek her çizimle hikaye anlatılabiliyormuş." "Bilgisayar mı yoksa bu manyak yağlı boya da mı kullanıo naapıo lan bu?" gibi düşüncelere beni iten yegane çizgi romancı olmuştur kendisi. Tarzından taviz vermeyen bir efsanenin yükselişi, ne mutluyum ki benim aklımın ermeye elimin çizgi roman tutmaya basladığı zamanlarda başladı. Yani ne yalan soliim bu herifi takip ederim, hafif Egon Schile izlenimi yaratır adamda zaman zaman, ama "Ne var lan bunu cizmekte!!" falan derseniz tepkimi koyarım çünkü allaa var sağlam desencidir. Bunu sonradan çıkardığı artbooklarla kanıtlamış eskizlerindeki o rahatlık ve yarattığı atmosfer çoğu zaman beni benden almayı başarmıştır.

Öncelikle bana Eski Spawn tadını tekrar yaşattı, hakkı ödenmez. Özellikle 100. sayıdan sonra artık figur işinden parayı bulmasından mıdır nedir, iyice çizgi roman olayını boşlayan Todd McFarlane sebebiyle güzelim Spawn hikayelerine hasret kalmam bu cildi tadından yenmez hale getirdi. Arkadaş hikaye çok güzel, şiddet vahşet, tam özlediğimiz Spawn tadında. Karşılıklı ayar vermeceler, cennet vs. cehennem savaşı hikayesindeki güzel düşünülmüş, insanın(yani en azından bir kesim insanın) ç.r. okumasa da sorguladığı varoluşsal kavramları tatlı tatlı şiddet vahşet unsurlarıyla tekrar masaya yatıran ve normal görünen ancak içi çürümüş günümüz insanının en dipteki 3. sayfa haberi iğrençliğini tokat gibi adamın suratına çarpan pek bi güzel bi eser.

Kısaca güzelliğini şöyle özetliyim, yazarlar Steve Niles ve Brian Michael Bendis. Steve abimiz 30 Days n Night -hani şu filmi çıktı ve herzamanki gibi çizgi romanın yanına bile yaklaşamadı-ve Criminal Maccabre de yardıran aşmış bir kişilik, Brian kardeşimiz ise House of M den tutun Secret Invasion a son yıllarda ses getiren pek çok Marvel eventinin arkasındaki kişilerden.

Bu kadar tassaklı yazar, çizer güzel bir konsept etrafında adeta ahenkle dans etmişler. Hepsine çok teşekkürler ya valla gözlerim doldu, ağlamamak için zor tutuyorum kendimi ole diyim, kesin alın okuyun okumadıysanız. Özellikle Ashley abinin çizdiği benim ilk göz ağrılarımdan olan Blood n Salvation ve Blood n shadows ciltlerim kaybolduktan neredeyse 10 yıl sonra bu tadı tekrar yakalamanın değeri paha biçilemez hakikaten. Teşekkürler Ashley, teşekkürler batman belediye!!


96 Nudes, Sparrow, Grande Fanta ve Metal Gear Solid çizgi romanı ve oyunu için yaptığı çizimler benim bulup edindiklerim. Ama ayrıntılı olarak eserlerini tabii ki bir viki linkiyle paylaşıyorum;http://en.wikipedia.org/wiki/Ashley_Wood
Ayrıca kendisinin http://ashleywoodartist.com/ adresinden yaptığı işlere göz atabilir ve binimum blog vs. adreslerine ulaşabilirsiniz. Oyuncak bile yapmış herif, hayat sana güzel be Eşşli, helal olsun, büyüksün...

Birazda popilik yapalım, magazine kaçalım;
Kensisi ara ara artbooklarının arkasına "Bu kitap "Senden bi skim olmaz!" diyen üniversitedeki at gözlüklü hocalarıma gitsin. Gençler siz kimseyi takmayın, inandığınızı çizmeye çalışmaya devam!" mesajını da alttan alttan yedirmiştir.

Bir dipnot: Todd McFarlane için işler sanırım kötü gidiyor olsa gerek ki "Haunt" isimli yeni bir seriye kolları sıvadı, kendisini ve kankisi Greg Capullo yu tekrar sahalarda görmemizi sağladı. Aldım okudum ama yorum yapmak için çok erken, bakacaz görecez.