25 Haziran 2010 Cuma

NTV Yayınları; Hadi Hayırlısı!!



http://avagidenavlanir.wordpress.com da Bülent Başkan ın "NTV Yayınlarını neden satın almıyorum?" yazısı readerıma düştü. Takdir ederek okudum ki benim uzun zamandır bilendiğim bir konu olması nedeniyle üşünmeden uzun bir yorum yazdım. Sayfanın hata vermesiyle önce üzüldüm ama üşenmeden oturup tekrar yazdım. Ulen sonra sayfanın tekrar hata vermesiyle "Allahtan bu kez post etmeden kopyalamışım" diyerek kendi bloğuma koyarım bir ara diyerek kaydettim. Kısmet bugüneymiş.

Bülent Başkan a sormadan yazısını yayınlayamıyorum tabii ki ama NTV nin çıkardığı çizgi roman serisine haklı bir eleştiri içeriyordu yazı.

Altta benim yorumlarımı bulabilirsiniz, ahanda buyrun;

Bu yayınlar çıkar çıkmaz tv reklamı, basılı ilanları vs. ile yoğun bir şekilde tanıtıldı ve pek çok köşe yazarı bu yayınlara kendi çaplarında methiyeler düzmeye başladı. Bu yazıları görür görmez ya "Ulan bu herifler ya bu yayınların PR ını yapmak için yayın grubuna peşkeş çekiyorlar! " yada "Önlerine yeni bişi geldi bu cahillerde bilmeden etmeden atıp tutuyorlar." diye düşünmeme neden oldu.

Yayınlanan eserlerin çoğu dünya klasikleri. Bu çizim ve hikaye açısından vasat çizgi roman örneklerini her yerde içi boş cümlelerle "çizgi roman" ın ne olduğunu bilmeden hatta bilmesine gerek yok adam gibi gerçek bir çizgi romanın tadına varmadan "ne güzel çocuklarımız dünya klasiklerini okumaya başladı lay lay lom:)" kafasında cümlelerle pohpohlayıp durdular. Akla ilk gelen ve yumrukların sıkılmasına sebep olan klasik soru;"Bu dallamalar, hadi diğer bütün yayınları geçtim, Watchmen gibi Sandman gibi grafik hikaye anlatımının dönüm noktaları basıldığında neredeydi, neden adam gibi bişi yazmadılar laaan!" oldu.

Her ne kadar bu vıcık vıcık bayağı populerlik sinirlerimi bozup kafamı duvarlara vurmama sebep olsa da penetrasyonu bu kadar düşük olan bu eserlerin kalitesiz bir başlangıçla da olsa yayılmasına, gelecekte bu eserleri adam gibi yorumlayabilecek ve bu yayın evlerini daha bilinçli ve seçici olmaya itecek kuşakların yetişmesine boktan da olsa bir giriş niteliği taşıması ve beni bu konularda umutlandırması "aaaaa Machbet çıkmış, sen seversin aldın mı?" cümlesi ve türevlerini duyduğum insanlara kafa göz dalmamak için kendimi tutmamı sağladı.

Bu abuk subuk yayınların yanında Kafka nın "Dava" sının başarılı bağımsız yorumlarını veya Dracula gibi güzel çizimli eserleri de okuyucu ile paylaştılar. Her ne kadar ben bunun farkında olmadıklarını, ne basarlarsa basılsın karelerin içinde çizimle anlatılan her şeyin iyi-kötü ayrımı olmadan, beyinlerinde "çizgi roman" olarak sınıflandırıldığına inansam da, "Olsun, bu da bir adım boktan moktan ama bir adım." diyerek.

Her şeyimiz bala göte ilerlediği gibi bu olay da sinir bozucu bir başlangıç oldu. Ama Çizgi Roman ın büyüsü ile gerçekten tanışabilmeleri adına bu girişimlerin insanları bir adım daha bu dünyaya çektiğini umuyor ve "Görecez bakalım?!" diyorum.

"May the force be with us!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder