18 Ağustos 2009 Salı

100 Bullets 100!!! Croatoa!!!



Ve işte bitti....

Bundan seneler önce sayfalarını karıştırırken; "Amma sade çizgisi varmış ya herifin...Vaay lekeleri iyiymiş... Hmmm kompozisyonlar da süper yahu!" diyerek çizim kaygılı aldığım, öncelikli hedefim çizim olduğu için en kalın cildini seçip( o zamanlar 6. cilttelerdi sanırım?), bi alıyım bakiyim dediim, bol kanlı mafya entrikalarıyla the Godfather'ı, karizmatik kiralık katilleri ve havalarda uçuşan uzuvların eksik olmadığı cinayetleriyle rezervuar köpeklerini, ilginç ve zekice yazılmış diyaloglarıyla ve şok edici alt öyküleriyle Guy Ritchie' yi hatırlatan 100 Bullets serisi sona erdi.
Joe Kubert ustanın resimlediği Sgt. Rock gibi ortamlara bomba gibi düşen Joker ve ezberbozan bir western olan Loveless la da öykülerini "Baba gene öttürmüş!!!" diyerek okuduğumuz Brian Azarello nun yazdığı, en son "Wolverin: Logan" da çizimlerinin sadeliği ve ne anatomide ne gölgelendirmede aşırılığa kaçmayışı ile kompozisyonun gücünü kafamıza vura vura anlatan Arjantinli bardak Eduardo Risso abimizin resimlediği 100 Bullets serisi 100 sayısıyla 13. cildinde bitti ve artık bu ikili bir daha ne zaman bir araya gelir bilinmez. Biliyorsunuz bu alemde ole "Ulan olm seninle şu kadar mesaim var, gel biz kader arkadaşıyız benim de su romanı yazıver evde çoluk çocuk torun torba ekmek beklio!" veya "Gel de iki çizik at lan yraam bak yıllardır okutamıom kitapları.." falan demek yok, her koyun kedi bacağından asılır. Ama bu iki yarmış abimizin bir daha bu kadar uzun soluklu bir işi, bu kimyayı yakalayabilecek partnerleri bulmaları zor olur heralde ama olmasını veya ikisinin tekrar bir araya gelmelerini ve yine yıllar boyu beni "Abi naber geldi mi son cildi? Ne zaman çıkıomuş abi bi haber var mı?" diye insanların beynini mıncıklatmak zorunda bırakıp bekleme manyağı yapmalarını madde bağımlıları gibi, deli gibi isterim.

Hikayeyle ilgili derin bir yazı yazacam sonra ama kısaca "Croatoa" kelimesiyle "İyi Geceler Öpücüğü" ndeki gibi birkaç yıldır yaşamakta oldukları yaşamları ve kişiliklerinden sıyrılıp bol alkol ve bol sigara içen "Olm biz dünyanın sillesini yedik, dünyanın adamını öldürdük, artık heyecan panik içermez, dünyevi kaygı ve olaylara güler geçer aynı zamanda da okkalı lafımı söyleyip seni düşüncelere boğarken tam sigaramdan ilk fırtımı aldığım anda patlayan binada yanarak ölenleri yada az önce girdiğim evde katlettiğim insanların gözlerindeki korkuyu birkaç saniyeliğine hayatımda ilk ve son kez düşünür ve işi tamamladığımı söylemek için beni yetiştiren ve şu an hala patronum olan ajan Graves' e bi telefon çakarım." ilkesiyle hayatlarını sürdüren takım elbiseli ajanlar grubunun tek tek nasıl uyandırıldıkları ve büyük ailelerin savaşında eski tetikçi Ajan Graves liderliğinde nasıl çarpık ilişkiler yumağında ve nasıl karmaşık ötesi bir planda yerlerini aldıklarını görürüz.

İşte biraz uzun cümleler kurduğum ve sadece çok az bilgi verdiğim bir yazı olsa da 100 Bullets hissiyatı budur. Size ole her şeyi hemen anlatmaz, yavaş yavaş, sondan baştan, en küçük olayda bile sizi diyaloğa, derin karakter incelemelerine ve hesaplaşmalara doyura doyura anlatır...

Bu aralar cildleri bulmak belki zorlaşmaya başlayabilir. O nedenle siz nereden alıyorsanız toptan bulduğunuz cildi kaçırmayın. Sonra çok para edecek o sayılar,alırsanız yıllar sonra bana duacı olursunuz, şimdiden soliim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder