24 Ağustos 2009 Pazartesi

Paul Pope!! Japon Aromalı Efsane!!


Aslına bakarsaniz "Batman Year 100" i bi iki yil önce rafta görmüstüm. Şöle bi baktım karışık geldi çizgileri, bi de yani o kadar deforme edilmiş Batman okumak içimden gelmedi. Baktım sanki yarasa tarafi ağır basan Man-Bat karakterini daha çok andırıyo "Eee, bosver ya zaten bi ton para harcadım digerlerine!" diyip geçmistim. Arkadaş ben ne biliyim alernatifler alternatifi çizgisi ile sonradan pek çok çizeri etkilediğini gördüğüm samuraylar diyari Japonya da dahi çalışmış sonradan rüştünü yaban ellerde ispatlayıp Vertigo ya işler yapmaya baslayan, Eisner ödülünü çakmış Paul Pope la yaratıcısı olduğu baskıcı bir rejimle yönetilen 2023 New York'unda geçen o dönemin bohem sanat ve gece alemlerinde içine cinayet ve boks ringlerinin kanıyla sotelenmiş aşk, sadakat ve insanlık hallerini konu alan "100%" in hastası olacağımı, diğer öykülerinin ciltlerini bulmakta zorlanacağımı nerden bilebilirdim.

"GON" dükkanına gittiğim bir gün aradığım sayıların gelmemesi üzerine sorduğum klasik sorum olan "Abi Emre var mı tavsiye edeceğin bişiler?" üzerine Emre'nin bana; "Okudun mu önceden hiç?" diyerek uzattığı "100%" ile içini karıştırınca "Batman Year 100" dan hatırladığım çizimlere burun kıvırsam da Emre nin kendinden emin ve vurgulu bir şekilde "Paul Pope abi.." demesi, bende bu ismi bilmememden dolayı bir eziklik, bir cahillik hissiyatı yarattı ve en azından siyah beyaz çizimlere, lekelere bakarım diye düşünerek almama neden oldu.

"100 %" okumaya başladığım ilk andan itibaren beni dünyasına çekebilmiş ve bunu yaparken bundan 40 yıl sonrasını anlatsa da "İnsan her zaman insan kardeşim... " diyerek okuduğum, anlattığı dönemi hikaye aralarındaki ayrıntılarla insanin gözüne sokmadan tasvir eden ve tercihleri, pişmanlıkları, arzu ve kararsızlıklarıyla insan hayvanını kağıda aktarmadaki doğallığıyla karakterlerle bağ kurmakta zorlanmak bir yana adeta bütünleşebildiğim bir hikaye. Yani sanki kardeşimin derdiymiş gibi, üzülen, sevilen, sevinen kankammışcasına kurgudan ziyade çok uzun zaman sonra iki tek attığım eski bir dostun başından geçenleri dinlermişçesine sayfalarda kaybolup gittim, hatta; "Ulan bitti mi yani şimdi, yok mu lan daha, devamı falan yok mu laan?!!" tepkisiyle kendimi internette "Paul Pope kimdir?" diye ararken buldum.

Siyah beyaz olmasına rağmen, ki benim tercihimdir, genelinde özgür ve ustalıkla sanki hiç kurşun kalem kullanılmamışçasına serbest fırça hareketleriyle, kalınlaşıp incelen dinamik hat çizimleriyle eli öpülesi, bileğine zeval gelmemesi için dua edilesi bir abimiz Paul Pope. Zaten Eisner ödülüyle tasdiklenmiş yeteneğinin yanı sıra kendisinin asıl olayı bu piyasada tek tabanca olarak hem süper diyaloglar ve ayrıntılı sahneler kurgulaması, hem de bu ayrıntıların tamamen hikayeye atmosferi ve karakterleri destekleyerek bir şekilde alttan alttan, çaktırmadan okuru beslemesi.
Kendisi de çizdiği karakterler gibi bohem ve değişik kafalarda bi arkadaşımız olan Paul Pope'un bu etkileyiciliğinin arkasında fabrikasyondan çok demeçlerinde de Picasso dan araklayarak belirttiği; "To save the comics, I had to destroy them!" felsefesiyle her zaman yeni bişilerin peşinde olması ve bu işe tam anlamıyla sanatsal kaygılarla yaklaşması olsa gerek. Gerek hikayesinde kullandığı bol açılı sahneleri, gerek sağlam kurgusu, Amerikalı bir artist olarak kendisini diğer meslektaşlarından farklı bir kategoriye sokmama neden oluyor.

Pulphope.blogspot.com adresinden yazı ve çizimlerine ulaşabileceğiniz yazar-çizer in bu adrese yüklediği "Yojimbo" çizimleri beni benden alan çizimler oldu.
Sizde bi girin bakın ama bence sadece çizim diil Paul Pope u Poul Pope yapan; yarattığı konseptler. Ne de olsa Paul Pope u anlamak demek onun çizimlerini anlamak demek değil, alacaksın eline okuyacaksın adamın senin için yarattığı dünyaya bi gireceksin ki tadasın, anlayasın.
Herifi de ne övmüşüm ya bu arada, hakediyo kerata aslında ama dur biraz politik oliim bari: "Ya aslında bi numarası yok, öle bohem bohem takılıp poz kesmekten başka.Bizim okulda benim bi arkadaşım var yemin ederim sana daha iyi çiziyo adamdan ya yemin ederin bak.. Zaten soyadı "Pope" adı da "Paul" bu adamın, misyoner oyunları bunnar hep, okumasın müslüman gençler ya, aileler dikkat etsin....."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder